OZONTERAPİ
“Ozon tabakası” lafını muhakkak duymuşsunuzdur. Doğal ortamda stratosferin en üst kısmında ozon tabakası bulunur. Ozon tabakası, dünyamızı güneşin zararlı ultraviyole ışınlarından korur. Ultraviyole ışınlar, insanlar için ölümcül ışınlardır. Eğer ozon tabakası ultraviyole ışınları engellemeseydi, dünyada yaşam olmazdı. Ozon tabakası, yaşamı koruyan filtredir.
Ozon, Latince “ozeine” koklamak anlamına gelen bir kelimedir. Ozon hâli hazırda atmosferde bulunan bir gazdır. Güneşten gelen ultraviyole ışınları atmosferdeki ozon tabakasından geçerken bu gazın bir kısmını oksijen (O2) haline dönüştürerek dünyamıza iletir. Bizde bu hava içindeki oksijeni alarak yaşamımızı devam ettiririz.
Ozon, 1885’ten itibaren Almanya’da içme sularını dezenfekte etmek için kullanılmaya başlanmıştır. 1. Dünya savaşında medikal amaçla kullanılmış daha sonra yaygınlaşmıştır. Yaklaşık 40 yıldır hastalıkların tedavisinde rutin yöntemlere yardımcı olarak tercih edilen ozon terapide oksijenin triatomik ve kararsız bir formu olan ozon kullanılarak uygulanır. Oksijen terapisi olarak da adlandırılan bu tedavi; deri hastalıklarından enfeksiyon hastalıklarına kadar birçok durumda hekimlerin önerileri doğrultusunda tedavi sürecinin önemli bir kısmını oluşturabilir.
Ozon tedavisi nedir?
Ozon, oksijen atomunun 3 hali olarak (O3) bilinir. O3 oda sıcaklığında renksiz, karakteristik kokusu olan, fırtınalı havalardan sonra, yüksek yerlerde veya deniz kıyısında hissedilebilen bir gazdır. Tıbbi ozon, doğal ozondan farklıdır; saf ozonla saf oksijenin belli oranda karıştırılmasıyla oluşur. Elde edilen tıbbi ozon, hastaya belli dozlarla verilir. Ozon vücuda dahil olduğunda çoğunluğu oksijen molekülüne dönüşür. Oksijen, tıpta tedavi amacıyla iki farklı yöntemle kullanılabilir. Bunlardan ilki olan normobarik oksijen, özellikle hastane kliniklerinde solunum güçlüğünün yaşandığı akut durumlar veya KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) hastası bireylerde kullanılan oksijen tedavisidir. İkincisi, yani hiperbarik oksijen ise atmosferden çok daha yüksek bir basınç altında ve yüzde yüz oranında oksijen içeren ortamlarda uygulanan tedavi yöntemidir. Normalde havada yaklaşık olarak %21 oranında oksijen bulunur. Ozon terapisi esnasında plazma içerisinde çözünen oksijen miktarı arttığından çevre dokulara ulaşan oksijen de artar. Oksijenli solunum yapan tüm canlılar için oksijen, hayati bir önem taşır. Bu sayede damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisi mümkün hale gelir. Ozonterapi de aynı zamanda antioksitadif sistem harekete geçirilerek antioksidan kapasite artırılmış olur.
Ozonterapinin etkileri
Ozon, kuvvetli bir antimikrobiyal ajandır. Dünyada varolan tüm bakteri, mantar ve virüsler üzerinde etkilidir.
Bağışıklık sistemini regüle eder. İmmünmodülator etki adı verilen bu etki sayesinde, bağışıklık sisteminin dengeli çalışmasına yardımcı olur.
Metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur.
Dolaşımı destekler, dolaşım sistemi bozukluklarında kullanılır.
Vücudun oksijen kapasitesini artırır, hücresel fonksiyonları destekler.
Vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmalarına destek olur.
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Major Yöntem: En yaygın kullanım metodudur. Bu metotla kişiden 50-200 ml arasında alınan kan, dozu belirlenmiş ozonla karıştırıldıktan sonra tekrar kişiye enjekte edilir.
Minor Yöntem: Kişiden alınan 2 – 5 cc arası kan, belirlenmiş dozda ozonla karıştırılarak kişiye enjekte edilir.
Vücut Boşluklarına Ozon Verilmesi: Rektal – Makat yoluyla, vajinal ve kulak yoluna püskürtme yöntemi ile kişiye ozon verilir.
Eklem İçine Ozon Gazı Verilmesi: Kas İskelet Sistemi rahatsızlıklarında, uygun bir iğne ile belirli dozda ozon gazı kişinin eklemlerine enjekte edilir.
Ozon tedavisi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?
Oksijen terapisi veya diğer adı ile ozon tedavisi, birçok hastalıkta yardımcı tedavi yöntemi olarak sıklıkla tercih edilmektedir. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Dolaşım Bozuklukları
Ozon tedavisinin en sık kullanıldığı hastalık, dolaşım bozukluklarıdır. Özellikle diyabet hastası bireylerde görülen ayak bölgesinde uyuşma, karıncalanma, üşüme ve ağrı gibi rahatsız edici sorunlar hastalığın yol açtığı dolaşım bozukluğundan kaynaklanır. Bu hastalarda dolaşım bozukluğunun yol açtığı etkiler hiperbarik oksijen tedavisi ile büyük oranda önlenebilmektedir.
Nörolojik Hastalıklar
Kronik enflamasyon durumlarının arttığı demans, Parkinson, fibromiyalji, migren, kas hastalıkları ve kronik ağrı durumlarında hem sistemik hem de lokal uygulamalarla hastanın kullandığı tedavilere ek olarak kullanılabilir.
Kanser
Kanser hastalarında tamamlayıcı tedavi olarak tercih edilebilen yöntemlerden bir tanesi ozon tedavisidir. Bağışıklık sisteminin aktivasyonunu artıran ve kanserle savaşan hücrelerin üretimini destekleyen oksijen terapisi, vücudun genel direncine olumlu yönde katkı sağlayarak kanser tedavisine yardımcı olur. Aynı zamanda zindelik vermesi sebebiyle kemoterapinin olumsuz etkilerinin azaltılmasında da önemli rol oynar.
Göz Hastalıkları
Özellikle yaşlılığa bağlı olarak damarların yapısında meydana gelen bozulmalar sonucu optik sinirler ve retinada hasarlar oluşur, bu da göz hastalıklarına sebebiyet verir. Bu gibi durumlarda uygulanan ozon tedavisi, dolaşımdaki aksaklıkların önüne geçilmesine yardımcı olur. Tedavinin hastalığın gerilemesini sağlayıp sağlamadığı konusundaki çalışmalar yetersiz kalsa da, göz hastalıklarının ilerleyişini önemli ölçüde önlediği bilimsel araştırmalarla desteklenmektedir.
Bakteri ve Mantar Enfeksiyonları
Mantar ve bakterilerin üremesini engelleyici özelliği sebebiyle uzun süredir suların arıtılmasında kullanılan ozon, bu ajanların sebep olduğu hastalıkların tedavisinde de başarıyla uygulanmaktadır. Özellikle ayak bölgesinde oluşan mantar hastalığında oksijen tedavisi uygulanarak inatçı enfeksiyonların önüne geçilmesi mümkün olabilmektedir.
Yukarıda belirtilen hastalıkların haricinde ozonterapisi; romatizma, artrit, yatak yaraları, kolit ve proktitis gibi bağırsak enfeksiyonları, vurgun, herpes simplex ve herpes zoster virüslerinin sebep olduğu hastalıklar ve karaciğer enflamasyonları gibi birçok hastalığın tedavisinde tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca anti-aging olarak da bilinen yaşlanma karşıtı bazı terapilerde de ozondan yararlanmak mümkündür. Ayrıca Kronik yorgunluk sendromu, sağlık yaşam ve stresle mücadele, detox, sindirim sistemi bozuklukları, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, kadın üreme sistemi rahatsızlıkları vb alanlarda ozon tedavisi ile hücre yenilenmesi tetiklenerek hızlı ve kalıcı iyileşmeler elde etmek mümkündür.
Ozon tedavisinin faydaları ve zararları nelerdir?
Ozon tedavisi, dokulara ulaşan oksijen miktarının büyük ölçüde arttırılmasını sağlaması sebebiyle tıbbın birçok farklı alanında tercih edilmektedir. Hekimin önerileri doğrultusunda uygulandığı takdirde rutin tıbbi tedavinin sonuçlarına herhangi bir etkisinin bulunmaması bu tedavi yönteminin en büyük artılarından bir tanesidir. Medikal ozon, uygun şekilde uygulandığı takdirde etkili, pratik, hızlı, tamamen güvenli ve ucuz bir tedavi türüdür.
Ozon terapisi uygulamasının yapıldığı ortamlarda oksijenin yanıcı bir element olduğu göz önünde bulundurularak gerekli önlemler alınmalıdır. Tedavinin en önemli riski hipoventilasyon, yani akciğerlerde temiz hava ile kirli hava değişiminin yeterli oranda yapılamaması durumuna bağlı olarak plazma karbondioksit oranının artmasıdır. Bu durumun önüne geçmek için özellikle akciğer hastalığı bulunan bireylerde doz ayarlaması iyi yapılmalıdır. Ozon tedavisinin sınırlı sayıda bireyde görülen yan etkilerinden birkaçı ise basınca bağlı olarak orta kulakta travma oluşumu, görme bozukluğu, kapalı ortamda yapılan tedavi nedeniyle klostrofobi (kapalı alan fobisi) sorununun ortaya çıkması ve nefes alırken ağrı oluşumudur.
Sonuç olarak oksijen terapisi, alanında uzman hekimlerce kurallara uygun olarak uygulandığı takdirde birçok hastalığın tedavisinde başarı oranını arttıran, yan etkileri oldukça sınırlı olan ve tüm yaş gruplarında güvenle uygulanabilen yenilikçi bir tedavi yöntemidir.